Kalkanım Beykoz’um
‘’Canım lüferi insanın serin serin tutup öpesi geliyor’’ Aziz Nesin Çoğu İstanbullu gibi benim için de balıkların kralı, hiç şüphesiz ki lüferdir. Oldukça vahşi bir balık olan lüferi tutması zordur, beceri ve ustalık ister. Boğaz’ın soğuk sularından kayığa lüfer çıkarmak acemilerin harcı değildir. Oldu da yakaladınız, işte o zaman akşama ziyafet olacağı garantidir. Hem de ne ziyafet! Yakalaması ne kadar güç olsa da, pişirmesi pek zahmetli değildir. Ne yanına, ne de üstüne bir şey ister. Sadece az miktarda deniz tuzu yeterli olacaktır. Bir de limon sıkanlar vardır güzelim lüferin üzerine… Ah onlar! Limon, lüferin tatlımsı lezzetini bozar, acıtır. Asla sıkılmaz demiyorum elbet, ama yapacağı budur. O yüzden masada lüfer varsa, ben limona elimi sürmem. Şimdilerde fiyat bakımından altınla yarışan lüferi alırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus, 24 santimin altındaki yavru lüferleri almamak gerektiğidir. İtiraf etmem gerekirse, bu sebeple uzun zamandır bizim kapıdan içeri buyur edemedik kendisini. Ocak ayında başka hangi balıklar yenir diye soracak olursanız; yazının devamı için: http://uludagpremium.com/bloggerin-gozunden/inci-ozay-hatipoglu-tum-yazilari/kalkanim-beykozum.aspx Reklamlar